Yeryüzünün Lanetlileri ve Strateji: Fanon’un ‘Leninist’ Momenti – Chris James Newlove

Çeviri: Kesintisiz Faaliyet Çeviri Kolektifi

Fanon’un ‘Leninist’ bir momenti olabileceğini öne sürmek, Fanon’u kendilerininmiş gibi sahiplenmeye çalışan uzun bir kuyruğa katılmak değildir. Elbette, Lenin’in devrimci teorisi, Fanon’dan önemli açılardan farklıydı; farklı düşünürlerden etkilenmişlerdi ve farklı bağlamlarda var oldular. Bu tartışma yazısı, her iki devrimcinin de stratejinin önemi konusunda ortak bir kaygıyı paylaştığını ve Fanon’un, Lenin’in emperyalist ülkelerdeki işçi aristokrasisi ve sömürgeleştirilmiş ülkelerdeki ulusal burjuvazi tartışmasından doğrudan etkilendiğini iddia ediyor. Hem Macey (2012) hem de Gordon (2015), Fanon’un ortodoks Marksizmden koptuğunu belirtir; Hudis (2015), Fanon’un Marksist bir Hümanist olarak görülmesi gerektiğini savunur; Zeilig (2016), Fanon’un Marksizm’den etkilendiği yolları vurgular ancak Fanon’un Fransız Komünist Partisi’nin (PCF) aldığı pozisyonlara duyduğu tiksintinin bu süreci nasıl durdurduğunu açıklar.

Fanon’un kitap koleksiyonunun yayınlanması, Fanon’un Marksist teoriyle ciddi bir şekilde ilgilenmediği algısını ortadan kaldırmalıdır. Koleksiyonda Marx ve Engels’in, Lenin ve Mao’nun (Fanon 2015) ve diğerlerinin çok sayıda eseri bulunmaktadır.[1] Cherki (2006, 16) Fanon’un Lyon’da okurken, Genç Marx’ı, Troçki’yi ve Lenin’i okuduğunu öne sürmektedir. Kuşkusuz, Fanon’un Marksizmi tamamen reddettiği fikrini savunanlar, Yeryüzünün Lanetlileri‘ndeki şu cümleyi açıklamakta zorlanacaklardır: Sömürge sorunu ele alındığında Marksist çözümleme… her zaman biraz esnemek zorunda kalmıştır.” (Fanon [1961] 2021, 45). Fanon’un, Stalinizmin Marksist bir analizini yapmaya çalışan Sartre’ın ‘’Diyalektik Aklın Eleştirisi Cilt-1’’ kitabına verdiği desteği, Fanon ile Marksizmi birbirinden ayırmak isteyenlerin açıklaması zor olacaktır.[2]

Fanon’un Marksizmle ilişkisi halâ tartışılıyorsa da Lenin’in fikirleriyle ilişkisi literatürde büyük ölçüde göz ardı edilmektedir. Yeryüzünün Lanetlileri Marx’tan bahseder, Engels ve Sartre’a doğrudan atıfta bulunur, ancak Lenin’den bahsetmez. Bu, Lenin’in Fanon’un fikirleri üzerindeki etkisini yok eder mi? Kitap, Fanon’un diğer kitapları gibi, yazarın ölmek üzere olduğu zor koşullar altında, dikte edilmiştir.  Sadece beş tane tıbbi olmayan referans içermekte ve Marx’ın lümpen proletarya kavramı gibi fikirlerden akademik referanslar olmadan bahsedilmektedir.

Fanon, şüphesiz doğrudan bahsetmediği fikirlerden etkilenmiştir, özellikle de kütüphane koleksiyonunda bulunan Kojève’nin Hegel Üzerine Dersler’i (Mercier 2016) ve De Beauvoir’ın İkinci Cinsiyet‘i (Gordon 2015, 47) (Fanon 2015). Fanon’un, kendi kendini ‘Leninist’ ilan eden bir parti olarak PCF’ye olan düşmanlığı, Lenin’den bahsetmeyişin muhtemel bir nedeni olabilir. Benzer şekilde, dağılan Cezayir Komünist Partisi’nin Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin (FLN) bir parçası haline gelen üyeleriyle ilişkilendirilmekten duyulan isteksizlik de bir başka neden olabilir. Olası motivasyonlar ne olursa olsun, bu tartışma yazısı Fanon’un Lenin’e benzer bir strateji anlayışına sahip olduğunu ve Lenin’in toplumsal sınıf üzerine fikirlerinden doğrudan etkilendiğini iddia edecektir.

 

Maniciliğin Ötesine Geçmek

Yeryüzünün Lanetlileri, sömürgeciliğin ‘Manici dünyası’ (Fanon 2021, 46) ile başlar. Bu dünya ikiye bölünmüştür: yerleşimcinin ve yerlinin bölgeleri. İkisi arasında ‘uzlaşma olası değildir’ (44). Fanon, yerlinin yerleşimcinin yerini almaya çalıştığı, yerleşimci ve yerli arasındaki ölüm kalım mücadelesini tasvir eder. Avrupa’nın kapitalist ülkelerinde eğitim sistemi, danışmanlar ve ‘kafa karıştırıcılar’ ‘sömürülenleri iktidardakilerden ayırırken’ (29), sömürgeleştirilmiş ülkede hiçbir aracı yoktur, sadece ordu ve polis, şiddete karşı şiddet vardır. Sömürgeciliğe karşı halkın Manici bölünmesi, sömürgeciliğe karşı mücadelede farklı çıkarları ifade eden yerli nüfusun kendi içindeki sınıfsal bölünmeler kompleksine yol açar. Fanon’un da ifade ettiği gibi: ‘Mücadelenin başında sömürgecinin ilkel Maniciliğini benimsemiş olan halk -siyaha karşı beyaz, Arap’a karşı Kafir- beyazlardan daha beyaz siyahların olabileceğini süreç içinde anlar ve ulusal bir bayrak ya da bağımsızlık umudunun, nüfusun bazı katmanlarını kendi çıkar ya da ayrıcalıklarından vazgeçmeye yönlendirmeyeceğini kavrar. (126-127)’

Macey (2012, 476), Fanon’un çalışmalarında sınıfın önemli bir faktör olmasına şaşırdığını ifade ederek, Fanon’un özellikle 1980’ler ve 1990’larda Anglofon kurumlarda akademik olarak alımlanmasına dikkat çekmektedir. Bhabha’nın ilk olarak Siyah Deri, Beyaz Maskeler‘in 1986 baskısına giriş olarak yayınlanan,  Fanon’u Hatırlamak: Benlik, Ruh ve Sömürge Durumu adlı kitabı, bu dönemde Fanon üzerine yazılan yazılara iyi bir örnektir. Karşımızda dünyanın ‘belirsiz’ bir resmini sunan, birleşik bir baskı teorisini reddeden Lacancı bir Fanon vardır. (Lenin’in ‘ekonomistler’ olarak saldırdığı) işyerindeki ekonomik meselelere tek taraflı odaklanan, ve baskı meselelerini ihmal eden Marksistler haklı olarak eleştirilir, ancak Bhabha tam tersi bir hata yapar ve sınıfı modası geçmiş kabul ederek reddeder.

Fanon (1964, 38) sömürü (sınıf) ve ırkçılığı karşı karşıya getirmek yerine, 1956’da siyah yazar ve sanatçıların ilk kongresinde yaptığı konuşmada ‘askeri ve ekonomik baskının genellikle ırkçılıktan önce geldiğini, ırkçılığı mümkün kıldığını ve meşrulaştırdığını’ belirterek ikisi arasındaki bağlantıyı vurgulamıştır. Benzer şekilde, Siyah Deri, Beyaz Maskeler kitabında şöyle demektedir:’ Siyah insanın problemi, sırf Beyazlar arasında yaşayan Zencilerin problemi olarak değil, [kazara] Beyazların hükümran olduğu sömürgeci ka­pitalist bir toplum tarafından ezilen, köleleştirilen ve küçük görü­len Zencilerin problemi olarak ele alınıp çözümlenebilir.’ (Fanon [1952] 2016, 240-241) Kitabın ana teması sömürgeleştirilmiş bir toplumda (Martinik) ve ırkçı bir toplumda (Fransa) siyah bir adamın deneyimine, ırkçılık ve sömürgeciliğin yapısal sorununa verilen ‘asimilasyonist’ ve Zenciliğe [Negritude] dair yanıtların stratejik başarısızlıklarının tartışılmasıdır.

Yeryüzünün Lanetlileri‘nin ana teması ise sömürgeciliğe karşı ulusal kurtuluş mücadelesidir; bu görev için Fanon toplumsal sınıfların farklı rollerini tartışır. Lenin ([1902]1998, 80) Ne Yapmalı? adlı eserinde bu analizin devrimci strateji için çok önemli olduğunu vurgular. Lenin şöyle der: “kendini iyi tanıyabilmesi için, işçi sınıfının, modern toplumun bütün sınıfları arasında karşılıklı ilişkiler konusunda tam bir bilgisi, yalnızca teorik bilgisi değil… hatta daha doğru olarak ifade edelim: teorik olmaktan çok, siya sal yaşam deneyimine dayanan pratik bilgisi olması gerekir.”

Fanon, Yeryüzünün Lanetlileri‘nde sömürgeleştirilenlerin bilincindeki değişimleri detaylandırır, ancak yalnızca ezilenlere odaklanmakla yetinmez. Ulusal kurtuluşun ve farklı türde bir sosyal ve ekonomik toplumun zaferiyle ilgilenir. Lenin gibi Fanon da stratejiye, sömürgeleştirilmiş dünyayı oluşturan çeşitli sınıfların nasıl etkileşime girdiğine odaklanır; güçlü ve zayıf yönleri ana hatlarıyla belirtir ve devrimci ya da gerici potansiyelleri değerlendirir.

 

Yerli İşçi Sınıfı: %1’e Karşı %99

Fanon (2021, 100) yerli işçi sınıfını ‘pohpohlanmış’, ‘ayrıcalıklı’ ve sömürgeciliğe karşı mücadelede ‘kaybedecek çok şeyi olan’ bir kesim olarak tanımlar. Onlar sömürgeleştirilmiş halkın ‘burjuva’ kesimidir; Fanon (100) retorik bir güzellemeyle onların nüfusun ancak %1’ini oluşturduğunu söyler. Kırsal kesimden ziyade kente yönelen ılımlı milliyetçi partiler, sömürgeleştirilmiş nüfusun bu katmanına dayanmaktadır. Maddi olarak nüfusun çoğunluğundan daha iyi durumda olan işçi sınıfı, ulusal kurtuluş mücadelesinde güvenilir olamayacak kadar sömürge rejiminde pay sahibidir. Fanon (109) yerli işçi sınıfının sayılarının ötesinde bir güce sahip olduğunu kabul etmekte ve ‘her an sömürge ekonomisini paralize edebilir ya da hiç değilse yavaşlatabileceğini’ belirtmektedir. Fanon ayrıca, işçilerin sendikal örgütlenmesini destekliyor görünse de (FLN’nin Cezayir ve Fransa’da sendikaları vardı); onların yaptığı grevleri, silahlı mücadelenin gerektirdiği gerçek ulusal kurtuluş kampanyasını yürütmek yerine toplumun enerjisini soğurmak olarak tanımlamaktadır. Yerli işçi sınıfının bu yorumu, Lenin’in işçi aristokrasisi kavramının özgün bir okuması gibi görünüyor.

Fanon’un (2015) kütüphanesinde hem Emperyalizm: Kapitalizmin Son Aşaması kitabı hem de Lenin’in ulusal kurtuluş üzerine yazıları vardı. Lenin, İkinci Enternasyonal partilerinin çoğunluğunun (öncü gücü Alman SPD de dahil olmak üzere) Birinci Dünya Savaşı sırasında neden kendi hükümetlerini desteklediklerini ve genel olarak reformist politikalar izlediklerini açıklamak için, emperyalist ülkelerdeki işçi sınıfının bir bölümünün satın alındığı fikrini geliştirdi. İkinci Enternasyonal partileri, emperyalizm yoluyla elde edilen süper kârlardan yararlanan bu işçi aristokrasisi tarafından yönetiliyor ya da bu aristokrasinin çıkarları doğrultusunda hareket ediyordu. Bunlar, İngiltere’de olduğu gibi zanaat sendikalarının ve kooperatiflerin çoğunluğunu oluşturan ‘küçük bir üst tabaka’ olarak tanımlanmaktadır (Lenin 1917). Lenin’in analizinin kendisinde de sorunlar vardır.[3] Fanon’un yorumu, yerli işçi sınıfını, genel olarak işçi sınıfının bir kesimi olmaktan ziyade sömürgeleştirilmiş nüfusun bir ‘işçi aristokrasisi’ olarak tasvir etmektedir. Dahası, onun yorumu, işçilerin bir bölümüne süper kârlar yoluyla daha fazlasını verebilen emperyalist ülkelerden ziyade sömürgeleştirilmiş ülkelerle ilgilidir. Fanon (2021) emperyalist ülkelerdeki işçi sınıfını tanımlarken, ‘kapitalist ülkelerde işçi sınıfının kaybedecek hiçbir şeyi yoktur’ (100); ve ‘fabrikaların kapanması, işten çıkarmaların başlaması ve işsizlik Avrupa işçi sınıfını kapitalist rejime karşı açık bir mücadele vermeye zorlayacaktır’ (97) demektedir. Bu satırlar Fanon’u sadece emperyalist ülkelerin halklarını düşman olarak gören bir ‘üçüncü dünyacı’ olarak nitelendirmek isteyenleri şaşırtacaktır. Fanon aslında ‘Avrupalı kitlelerin olmazsa olmaz desteğine’ çağrıda bulunmakta ve ‘hiçbir şeyden haberi olmayan “uyuyan güzel” oyununu oynamayı bırakmalarını talep etmektedir (98).

 

Yerli burjuvazi: ‘etobur hayvanlar, halkın kanını emen akbabalar’[1]

Yeryüzünün Lanetlileri, ulusal kurtuluşu desteklemeye yönelik bir çağrı ve hangi sınıfların bu mücadelede ilerici ya da gerici bir rol oynayabileceğinin bir dökümüdür. Kitap aynı zamanda bağımsızlığın hala sömürüyü devam ettirebileceğine ve eski ‘metropol’ ile yeni-sömürgeci bir ilişkiye yol açabileceğine dair bir uyarıdır. Yerli burjuvazi bazen, Marx’ın feodalizmin orta sınıf tüccarlarının kapitalizmin ortaya çıkışıyla birlikte egemen sınıf haline gelmesini tanımladığı anlamda, ulusal orta sınıf olarak tanımlanmaktadır. Yerli burjuvazi çeşitli şekillerde ‘az gelişmiş’ (136), ‘yararsız ve zararlı’ (151) ve ‘hiçbir yararı olmayan’ (152) olarak tanımlanmaktadır.

Fanon, Komünist Manifesto’daki ‘dinamik’ ve ‘öncü yönü’ olan ulusal burjuvaziyi, sömürgeleştirilmiş ülkenin yerli burjuvazisiyle karşılaştırır. Burada yerli burjuvazi ülkenin kalkınmasına yardımcı olacak maddi ve entelektüel kaynaklardan yoksundur; bunun yerine ekonominin metropole hizmet etmeye yönelik olduğunu görürüz. Bağımsızlıktan sonra yerli burjuvazi kendisini metropolün burjuvazisi ile eski sömürge halkı arasında bir ‘aracı’ olarak konumlandırır. Eski sömürge ülkenin metropol burjuvazisi tarafından ekonomik olarak sömürülmeye devam ettiği bir yeni-sömürgecilik ilişkisi kurar. Bağımsızlık mücadelesinden sonra, halkın çoğunluğu ‘burjuvaziyi iktidara getirmek gibi tarihsel bir görevi gerçekleştirir’ (148) ve onları barış ve huzur içinde yönetmesini bekler. ‘Yönetici sınıfın Afrikalılaştırılması’ (136) nihai sonuçtur. Yerli burjuvazi sadece ekonomik olarak zayıf olmakla kalmaz, ırkçı Batı burjuvazisinin ortaya koyduğu varsayılan ‘asgari hümanist içeriğe’ ve ‘demokratik fikirlere’ sahip bir programı da ileriye taşıyamaz (142).

Bu pozisyon Fanon üzerine yazan yazarların kafasını karıştırmıştır. Macey, Fanon’un burada yerli burjuvazinin iki kısma ayrıldığı geleneksel Marksist pozisyonu reddettiğini öne sürer: işçi sınıfı, köylülük ve küçük burjuvazinin ittifak kurabileceği ulusal burjuvazi ve emperyalizmle müttefik olan komprador burjuvazi (Macey 2012, 481). Fanon yerli burjuvazi için herhangi bir olumlu rolü reddederken, aslında Mao’nun (1949) Macey’in ortodoks Marksist pozisyon olduğuna inandığı ‘dört sınıf bloğu’ pozisyonunu reddetmektedir. Gordon, Fanon’un yerli burjuvazi hakkındaki görüşlerini E. Franklin Frazier’in (1957) ABD’de ırk ilişkilerinde aracı bir rol üstlenen ve bu nedenle ırkçılığı sona erdirmek için bir mücadeleye öncülük edemeyen siyah bir orta sınıfın yükselişini belgeleyen Siyah Burjuvazi kitabını okuyarak geliştirmiş olabileceğine inanmaktadır (Gordon 2015, 122). Daha olası bir kaynak Gibson (2011, 10) tarafından “ulusal burjuvazinin ihaneti karşısında Fanon’un en Leninist sesini çıkardığını” belirtirken vurgulanmaktadır. Hudis (2015, 79) Jean Ayme’nin (Fransa’da bir Troçkist) Fanon’a Komünist Enternasyonal’in ilk dört kongresinin bir dökümünü verdiğini ve Fanon’un özellikle sömürgeciliğe karşı direniş tartışmalarıyla ilgilendiğini belirtmektedir. Lenin’in ulusal ve sömürge sorunu üzerine oturumda yaptığı konuşmada şunları buluyoruz: ‘Sömüren ülkenin burjuvazisi ile sömürgelerin burjuvazisi arasında belirli bir anlayış ortaya çıkmıştır, öyle ki genellikle, hatta belki de büyük ölçüde, ezilen ülkelerin burjuvazisi, ulusal hareketleri desteklemelerine rağmen, yine de emperyal burjuvaziyle belirli bir ölçüde anlaşarak, yani onunla birlikte, tüm devrimci hareketlere ve devrimci sınıflara karşı mücadele etmektedir. (Komünist Enternasyonal İkinci Kongresi: Cilt 1 1921)’

Benzer şekilde, sosyalizm inşa edilmeden önce bir burjuva gelişim aşamasının olması gerekip gerekmediği sorusu üzerine Fanon (1961, 151) tartışmanın mantıktan ziyade devrimci eyleme dayanması gerektiğini söyler. Sömürgelerde gerçek bir burjuvazinin var olmadığını ve bir burjuvazi aşamasının ‘tamamen yararsız’ olduğunu söyler (152). Devrimci bir örgüt ‘bu yararsız ve zararlı burjuvazinin yolunu tıkamalıdır.’(151) Lenin (1921, 113) Komünist Enternasyonal’in İkinci Kongresi’nde yaptığı konuşmada da aynı noktaya değinir. Sömürgelere atıfta bulunarak, ‘kapitalist gelişme aşamasının bu tür halklar için gerekli olduğunu varsaymanın yanlış olduğunu’ belirtir. Bu da Lenin’in Fanon üzerindeki doğrudan etkisinin bir örneğidir, tıpkı onun yerli işçi sınıfını bir ‘işçi aristokrasisi’ olarak ele alması gibi.

 

Lenin ve Strateji

Rus devrimci Vladimir Ilyich ‘Lenin’, 1917’de Rusya’daki geçici hükümetin başarılı bir şekilde devrilmesine öncülük eden ve sosyalist devrimin dünya çapında yayılmasına yardımcı olmak için Üçüncü Enternasyonal’i kuran Bolşevik grubun (Komünist Parti olarak yeniden adlandırıldı) lideriydi. Le Blanc’ı (2014) takiben, ‘Leninizm’ Lenin’in teori ve pratiğinden türeyen tutarlı fikirler bütünü olarak görülebilir. Bu fikirler arasında işçi sınıfının bağımsızlığı ve siyasi mücadelelerde liderliği, baskıya karşı muhalefet, birleşik cephe, emperyalizm ve milliyetçiliğin analizi, Marksist teori etrafında ciddiyet ve enternasyonalist bir yaklaşım yer almaktadır. 1905’teki devrim sırasında Lenin, teknik olarak eğitilmiş savaşçıların önemi hakkındaki bir tartışma bağlamında, Carl von Clausewitz’in savaş üzerine yazılarını okudu. Karşı-devrimci Prusyalı subaydan öğrendikleri devrimci teorisini bir bütün olarak şekillendirecekti. Clausewitz (1832, 74) şöyle der: ‘Taktik, silahlı kuvvetlerin çarpışmada kullanılmasını öğretir; strateji ise çarpışmanın savaş amacı için kullanılmasını.’ Lenin’e göre taktikler, seçim ya da sendika çalışması gibi sınıf mücadelesinin bir bölümüyle ilgilidir. Taktikler bir araya gelerek bir strateji oluşturur.

Daha önce ana hatlarıyla belirtildiği gibi, bir strateji, faaliyet gösterilen alandaki tüm çeşitli sınıfların potansiyelini ve siyasi pratiklerini dikkate almalıdır. Stratejik düşünce, direniş fikrinden iki önemli şekilde ayrılır. Birincisi, Lenin’in (1902, 502) işaret ettiği gibi, strateji, kaynakların kullanımında önceliklerin belirlenmesini gerektirir: ‘Bütün siyaset sanatı, elimizden kaçma ihtimali en az olan, verili anda en önemli olan, sahibine zincirin tamamına sahip olmayı en çok garanti eden halkayı bulup olabildiğince sıkı kavramakta yatar.’ Zincirin kilit halkası, nesnel durum içindeki güçler dengesinin değerlendirilmesine dayalı olarak devrimcilerin kaynaklarını neye yoğunlaştıracağıdır. Strateji, salt savunma savaşları yerine kazanmaya dayanır. Lenin’in düşüncesinde taktikler bir araya gelerek nihai sonucu zafer olan bir strateji oluşturur. Lukács (1924, 11) Lenin’in devrimci teorisinin bu kısmını ‘devrimin gerçekliği’ konusundaki yaklaşımında çok iyi vurgular.

Rus Devrimi sırasındaki taktiksel kaymalar ve değişen koşullar boyunca Lenin, devleti devirmek olan nihai hedefi gözden kaçırmaz. Bunun yerine, her durumu soyut yasalar üzerinden değil, hedefe ulaşma merceğinden değerlendirir. Lenin ve diğerleri ‘devrimin zaten gündemde olduğuna’ (12) ve bunun mümkün olduğuna karar verdikten sonra, günlük kararlar bu temelde değerlendirilmiştir. Bensaïd (2002) Lenin’in yaklaşımını ‘strateji olarak siyaset, elverişli anlar ve zayıf halkalar’ temelinde özetlemektedir.

Lenin’in Rusya’daki olasılıkları, hangi sınıflarla birlikte çalışılacağını ve hangilerine karşı çıkılacağını değerlendirmesi, nesnel durumun analizine, özellikle de Rusya’da Kapitalizmin Gelişimi adlı erken dönem çalışmasına dayanıyordu. Nesnel durum analizini pratiğe dönüştürmek, genel bir stratejiye entegre edilmiş taktiksel esnekliği kullanmak anlamına geliyordu. Egemen sınıf ve diğer siyasi güçler içindeki krizler gibi elverişli anlar değerlendirilmelidir- zamanlama çok önemlidir. Ekim’e giden süreçte Lenin diğer Bolşevik liderlere bir ayaklanma örgütleme fırsatını kaçırmamaları için hummalı mesajlar gönderir (a.g.e.). Bu, durumu şekillendirmek için müdahale etme ve belirleyici anları tespit edebilme meselesidir.

 

“Taktikler, stratejilerle karıştırılmamalıdır”

Fanon’un (2021, 105) ‘taktik ile strateji birbirine karışır’ ifadesinin iki temel anlamı vardır. Birincisi, FLN içinde örgüte kimin liderlik etmesi gerektiğidir. Cezayir’de “Yerleşik siyasi liderler mi yoksa sürgündeki dış liderlik mi?” tartışmalarına atıfta bulunmaktadır. İçerideki liderlik Fanon’un arkadaşı Abane tarafından temsil ediliyordu. Abane, Soumman Kongresi’nde sürgündeki liderliğin tercih ettiği tamamen askeri bir yaklaşım yerine içerideki liderlik pozisyonunu ve ‘siyasetin önceliğini’ kazandı (Gibson 2011, 28). Abane daha sonra FLN içindeki muhalifler tarafından öldürüldü. Fanon ilk olarak, ölen arkadaşı Abane’yi desteklemek için askeri meseleler yerine siyasetin önceliğine verdiği desteği yeniden teyit etmektedir. İkinci olarak, Yeryüzünün Lanetlileri, Lenin’in strateji yorumuna yakın bir şekilde stratejinin önemini savunur. Fanon kitap boyunca milliyetçi örgütleri ideolojiden yoksun oldukları için eleştirir; ideoloji, pratikte bir rehber görevi görebilecek kapsayıcı bir inanç sistemidir. Bu durum, milliyetçi örgütlerin salt askeri meseleleri siyasetin üzerinde tutmasına yol açarken bağımsızlık sonrası ülkenin nasıl olması gerektiğine dair bir vizyon eksikliğine de neden olmaktadır.

Yeryüzünün Lanetlileri zafere ulaşmak ve zaferin ne anlama geleceği üzerine kurulu bir kitap. Kitap, kendiliğinden gelişen şiddetli direnişin savunulmasından, nasıl kazanılacağına dair stratejik bir tartışmaya doğru ilerliyor. Fanon, bağımsızlığını yeni kazanan diğer ülkelerin düştüğünü düşündüğü çeşitli tuzakların ve FLN’nin yaptığı hataların ana hatlarını çiziyor. Fanon için zafer iki şekilde tanımlanmaktadır. Bir yandan, Cezayir’i Fransız sömürgeciliğinden kurtarmaya amansız bir şekilde odaklanıyor; bu acil hedeftir. Ancak kitabın büyük bir kısmı, bağımsız bir ülkenin daha önce olduğu gibi aynı ilişkileri ve sömürüyü nasıl yeniden üretebileceği, eski ‘metropol’ ile yeni sömürgeci bir ilişki ve ulusal ekonomiyi kontrol eden yerli bir burjuvazi veya yönetici sınıfın elinde sömürünün nasıl devam edebileceği ile ilgilidir. Fanon ulusal kurtuluşun nihai hedefini gerçek toplumsal ve ekonomik değişim olarak tanımlar. Benzer şekilde Lenin de devrimci kariyerinin büyük bölümünde Çarlık monarşisini yıkmayı hedeflemiş hem de bu hedefi daha geniş bir komünizm mücadelesine entegre etmeyi başarmıştır.

 

Sonuç olarak

‘Leninist’ bir strateji, durumu ileriye taşıyacak bir müdahaleyi belirlemek için nesnel faktörlerin analizinden başlar. Sürekli değişen bir durumda ana hedefi gözden kaçırmayan taktiksel esneklik gereklidir. Her kuşak onun çalışmalarını kendi bulduğu özel sorunlara ve bağlamlara uygulamaya çalıştığı için birçok Fanon vardır ve olacaktır. Bu, ‘her şey olur’ tavrı takınabileceğimiz anlamına gelmez; bu tartışma yazısı, Fanon’un standart sunumundan daha doğru bir yaklaşımı sunduğunu iddia etmektedir. Hallward’ın (2011, 105) işaret ettiği gibi, adına yakışır herhangi bir ‘Fanon’a dönüş’, sömürgecilik sonrası çalışmalarda Fanon’un ‘unutulmasının unutulmasını’ içermelidir.

Yeryüzünün Lanetlileri‘nde Fanon, köylü çoğunluk, entelektüeller ve lümpen proletaryadan oluşan milliyetçi bir örgütün öncülüğünde sömürgeciliğe karşı silahlı mücadeleyi desteklemektedir. Bu tartışma yazısı şunları savunmaktadır: Fanon’un yerli burjuvazi ve işçi sınıfı üzerine yazılarında Lenin’den etkilendiği; Fanon’un sömürge durumundaki sınıf analizinin Lenin’in strateji anlayışının kilit bir yönünü kullandığı ve son olarak Fanon’un ulusal kurtuluş mücadelesini farklı bir sosyal ve ekonomik toplum arayışına bağlayacak bir stratejinin önemini savunduğu – ki bu da Lenin’in strateji vurgusunun bir başka kilit noktasıdır. Siyah Deri, Beyaz Maskeler‘de Fanon (1952, 177) şöyle der: “İki ya da üç hakikatin dünya üzerinde ebedi parlaklığını gösterebilmesi için yok olma olasılığıyla yüzleşmeyi taahhüt ediyorum.” Fanon iki ya da üç hakikatten daha fazlasını söylüyordu; bunlardan sadece biri ‘Leninist’ çizgideki stratejinin önemiydi.

 

Kaynak: Chris James Newlove (2018): The wretched of the earth and strategy: Fanon’s ‘Leninist’ moment?, Review of African Political Economy.

 

NOTLAR:

[1] 2021, 163

[1] Kitap koleksiyonu şu yazarların eserlerini içermektedir: C. L. R. James, André Gorz, John Reed, Georg Lukács, Henri Lefebvre, Palmiro Togliatti ve Liou Chao-Chi.

[2] Fanon, Yeryüzünün Lanetlileri’nde bu kitaptan alıntı yapar. Çeşitli biyografilerde şu ifadeler yer alır: ‘Ölmeden önce FLN savaşçılarını gezerek onlara kitap hakkında konferanslar verdi.’

[3] Mücadelenin yoğun olduğu dönemler dışında, işçilerin çoğunluğu, reformizmden etkilenmektedir. İşçi sınıfının en militan kesimlerinden bazıları, örgütlülükleri ve ekonomik güçleri sayesinde mali açıdan daha iyi durumda olmuştur.

 

KAYNAKÇA

Bensaıd, D. 2002. “‘Leaps! Leaps! Leaps!’: Lenin and Politics.” International Socialism 95 (2). https://www.marxists.org/archive/bensaid/2002/07/leaps.htm

Cherki, A. 2006. Frantz Fanon: A Portrait. New York: Cornell University Press.

Clausewitz, C. von [1832] 2008. On War. Oxford: Oxford University Press.

Fanon, F. [1952] 2008. Black Skin, White Masks. London: Verso. [Siyah Deri Beyaz Maskeler, Encore Yayınları, 2016.]

Fanon, F. [1961] 2001. The Wretched of the Earth. London: Penguin. [Yeryüzünün Lanetlileri, İletişim Yayınları, 2021]

Fanon, F. [1964] 1967. Toward the African Revolution. New York: Grove Press.

Fanon, F. 2015. Ecrits sur l’alienation et la liberte : textes inedits reunis, introduits et presentes par Jean Khalfa et Robert J. C. Young. Paris: La Decouverte.

Frazier, F. [1957] 1969. Black Bourgeoisie: The Rise of a New Middle Class. Ontario: Collier- MacMillan.

Gibson, N. 2011. Living Fanon: Global Perspectives. New York: Palgrave MacMillan.

Gordon, L. 2015. What Fanon Said: A Philosophical Introduction to his Life and Thought. London: Hurst and Company.

Hallward, P. 2011. “Fanon and Political Will.” The Journal of Natural and Social Philosophy 7 (1): 104-127.

Hudis, P. 2015. Frantz Fanon: Philosopher of the Barricades. London: Pluto Press.

Le Blanc, P. 2014. Unfinished Leninism: The Rise and Return of a Revolutionary Doctrine. Chicago: Haymarket.

Lenin, V. I. 1902. “What Is to Be Done?” Selected Works 1: 119-271. https://www.marxists.org/ archive/lenin/works/1901/witbd/index.htm.

Lenin, V. I. [1917] 2016. Imperialism, the Highest Stage of Capitalism: A Popular Outline. Montreuil-sous-Bois, France: Marxist Science Publications.

Lukacs, G. [1924] 1970. Lenin: A Study on the Unity of his Thought. London: New Left Books.

Macey, D. 2012. Frantz Fanon: A Biography. London: Verso.

Mao, T. 1949. “On the People’s Democratic Dictatorship.” https://www.marxists.org/reference/ archive/mao/selected-works/volume-4/mswv4_65.htm.

Mercier, L. 2016. “Fanon’s Pantheons.” Radical Philosophy 198: 44-46.

The Second Congress of the Communist International: Volume 1. [1921] 1977. New York: Labor Publications.

Zeilig, L. 2016. Frantz Fanon: The Militant Philosopher of Third World Revolution. London: I.B. Tauris.