Çeviri: Kesintisiz Faaliyet Çeviri Kolektifi
Gazze’de yaşanan soykırımın tarifsiz vahşeti ve İsrailli soykırımcılar ile onların Batılı destekçilerinin mutlak cezasızlığı dünya çapında şok dalgaları yarattı. Bu şok dalgaları Filistin ile dayanışma için küresel bir dayanışma intifadasını ateşledi. Filistinliler 75 yılı aşkın süredir devam eden yerleşimci sömürgeciliğine, işgale ve apartheid’a karşı mücadele ediyorlar. Ancak soykırımda gördüklerimizden daha fazlası var. O bize hem geçmişi hem de geleceği gösteriyor; on dokuzuncu ve yirminci yüzyıllarda zirveye ulaşan Avrupa sömürgeciliğinin karanlık tarihinin bir tekrarı. Aynı zamanda eşi benzeri görülmemiş bir kriz karşısında yok etme dürtüsü yüzeye çıkan küresel kapitalizmin geleceğine dair korkunç bir bakış sunuyor. Gazze’nin dehşetinden bir an için uzaklaşalım ve radikal sosyal bilimin alamet-i farikasının, anlamaya çalıştığımız olayların yüzeysel görünüşünü altta yatan özden ayırt etmek olduğunu hatırlayalım. Unutmayalım ki bu, manşetlerin “gürültülü mekanı” ile güncel olayların girdabını, onlara daha derin bir anlam veren daha geniş bir tarihsel ve yapısal bağlama yerleştirmeyi içerir.
Yapısal olarak, küresel kapitalizmin krizi aşırı birikimden kaynaklanmaktadır. Kronik durgunluk, ulusötesi sermayenin siyasi ve askeri aktörleri üzerinde, birikim için yeni alanlar açmaları için artan bir baskı yaratır. Ancak kriz ekonomik olduğu kadar siyasidir de. Neoliberalizmin on yıllardır yarattığı toplumsal çürümenin ardından işçi sınıfı ve halk sınıfları için artan eşitsizlik, yoksullaşma ve güvensizlik devletin meşruiyetinin altını oymakta, ulusal siyasi sistemleri istikrarsızlaştırmakta, seçkinlerin kontrolünü tehlikeye atmakta ve neofaşist bir sağın yükselişine ivme kazandırmaktadır. Ukrayna ve Gazze savaşları ile Washington ve Pekin arasındaki Yeni Soğuk Savaş, İkinci Dünya Savaşı sonrası uluslararası sistemin şiddetli bir şekilde parçalanmasını hızlandırmakta ve dünya savaşı tehlikesini tırmandırmaktadır. İnsan uygarlığının dayandığı gezegensel ekosistem, sınırsız küresel sermaye birikiminin etkisi altında parçalanmaktadır.
Bu çığır açan krizin merkezinde, kapitalizme içkin en temel çelişki, sermayenin aşırı üretimi yatmaktadır. Geçtiğimiz birkaç on yıl boyunca sermaye fazlası olağanüstü seviyelere ulaştı. Önde gelen ulusötesi şirketler ve finansal holdingler, kâr oranı düşerken ve kurumsal yatırımlar azalırken aynı zamanda rekor kârlar elde ettiler.[i] Kapitalist çöküşün bir işareti de, kâr kütlesindeki artışla eş zamanlı olarak kâr oranındaki bu düşüştür.[ii]2 Dünyanın en büyük 2.000 finans dışı şirketinin rezervlerinde tuttuğu toplam nakit, küresel ekonomi durgunlaştıkça ve şirketler kârlarını yeniden yatırıma dönüştürmek yerine ellerinde tuttukça 2010’da 6,6 trilyon dolardan 2020’de 14,2 trilyon dolara yükseldi.[iii] 1980’den bu yana şirketlerin nakit varlıkları ABD’de GSYH’nin yüzde 10’una, Batı Avrupa’da yüzde 22’sine, Güney Kore’de yüzde 34’üne ve Japonya’da yüzde 47’sine ulaştı.[iv] Atıl kalan para, değeri artmadığı için sermaye değildir. Genişlemeyen kapitalizm durgun kapitalizmdir. Durağanlık bir kriz halidir.
Bu nedenle, ulusötesi kapitalist sınıf, yeniden yatırım yapmak şöyle dursun, harcayabileceğinden daha fazla servet biriktirmiştir. Dünya çapında eşi benzeri görülmemiş eşitsizlik göz önüne alındığında piyasalar doygun hale gelmiştir. 2018’de insanlığın yüzde biri dünya servetinin yüzde 52’sini, yüzde 20’si yüzde 95’ini kontrol ederken geri kalan yüzde 80’lik kesim bu servetin sadece yüzde 5’i ile yetinmek zorunda kalmıştır.[v] O zamandan bu yana küresel eşitsizlik daha da kötüleşmiştir. Covid salgınından sonraki ilk 18 ayda, 2022’den 2023’ün ortalarına kadar, dünyanın en büyük 148 şirket holdingi toplam net kârlarını yüzde 52’lik bir sıçramayla 1,8 trilyon dolar artırırken, işçiler toplam 1,5 trilyon dolar gelir kaybetti.[vi] Finansal spekülasyon, borç odaklı büyüme ve kamu maliyesinin yağmalanması, kronik durgunluk karşısında geçici çözümler olarak sınırlarına dayanmaktadır.[vii] Ulusötesi kapitalist sınıf ve onun devletlerdeki temsilcileri, aşırı birikmiş sermayeyi yönlendirmek için sürekli ve giderek daha umutsuzca yeni çıkış yolları aramak zorundadır. Bu da sistemin daha da vahşi, yağmacı ve pervasız hale gelmesine yol açmaktadır.
Küresel şirketlerdeki ve siyasetteki seçkinler, yirminci yüzyılın sonları ve yirmi birinci yüzyılın başlarında yaşanan kapitalist küreselleşme patlamasının ardından, bir sarhoşun akşamdan kalmışlığından uyanması misali, krizin kontrolden çıktığını kabul etmek zorunda kaldılar. Dünya Ekonomik Forumu 2023 Küresel Risk Raporu’nda, dünyanın “önümüzdeki benzersiz, belirsiz ve çalkantılı bir on yılı şekillendirmek üzere bir araya gelen” -ve artan ekonomik, siyasi, sosyal ve iklimsel etkileri de içeren- bir “çoklu kriz” ile karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.[viii] Küresel egemen sınıfın, yine de sonsuz sermaye birikimini her ne pahasına olursa olsun genişletme dürtüsü, küresel kapitalizmin bu çığır açan krizine uygulanabilir çözümler sunmasını imkânsız kılıyor. Davos seçkinleri krizin nasıl çözüleceğine dair hiçbir fikir sahibi olmayabilir ancak egemen grupların diğer fraksiyonları, bitmek bilmeyen siyasi kaos ve finansal istikrarsızlığı, küresel kapitalizmin yeni ve daha ölümcül bir aşamasına nasıl dönüştüreceklerini deniyorlar. Egemen gruplar otoriterliğe, diktatörlüğe ve faşizme yöneldikçe rızaya dayalı tahakküm mekanizmaları çöküyor.
Artık sermayenin alter-egosu ve toplumsal yeniden üretim krizi
Artı sermaye artı emekte kendi alter egosunu bulmaktadır. Bu, Marx’ın “kapitalist birikimin mutlak genel yasası” olarak adlandırdığı bir süreç olan aşırı birikim krizlerinin bu diyalektik birliğin iki antagonistik kutbunu genişletmesinin sonucudur. Kapitalist küreselleşmenin son yarım yüzyılı, dünya çapında çok büyük yeni ilkel birikim ve sürgün dalgalarını beraberinde getirmiştir.[ix] Yüz milyonlarca insan, eski Üçüncü Dünya’nın kırsal kesimlerinden sürülmüş ve eski Birinci Dünya’daki sanayisizleşme nedeniyle yerlerinden edilmiştir. Toplumsal çözülme yayıldıkça ve bütün bölgeler ve ülkeler çöktükçe, yapısal olarak dışlanan ve varoluşun sınırlarına itilen artı-emeğin saflarındakilerin sayısı artık milyarları bulmaktadır.[x]Önümüzdeki yıllarda otomasyon, makine öğrenimi ve yapay zekaya dayalı yeni teknolojiler, çatışma, ekonomik çöküş ve iklim değişikliğinin yarattığı yerinden edilmeyle birleşerek artı-insanlığın saflarını katlanarak arttıracaktır.[xi] Bu küresel kapitalizm çağında sistem, tarihsel olarak eşi benzeri görülmemiş bir artı insanlık çoğalması üretmektedir: proleterleşmiş, ancak yedek ordu olarak sermayeye yararlı olamayacak kadar çok sayıda, tüketemeyen, huzursuz ve hareket halindeki insanlar. Bu insanlar, nihai oyunu imha olan küresel polis devleti aracılığıyla kontrol altına alınmalıdır.
“Artık insanlık” ifadesi, milyarlarca insanın her gün yaşadığı sefaletin derinliklerini (yoksulluk, hastalık, işsizlik, evsizlik, yetersiz beslenme, sosyal dışlanma, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, zorunlu göç, hapsedilme, devlet şiddeti ve diğer sosyal şiddet ve aşağılanma biçimleri) anlamak için hiçbir şey ifade etmiyor. Sınır dışı edilenler, hukuken ya da fiili olarak kriminalize edildikleri, son derece düşmanca ve kısıtlayıcı bir ortamda kendi hayatlarını yeniden üretmenin yollarını bulmak için çabalamak zorundadır. El koymanın derinleşmesi, yeniden üretim için giderek daha fazla alanı izole ediyor. Her ne pahasına olursa olsun hayatta kalmak için çaresiz kalanlar, ıstırapları içinde başka ülkelerde iş bulmak için tehlikeli ve çoğu zaman ölümcül yolculuklara çıkıyor, taşıyıcı annelik yapıyor, (birçoğu zorla olmak üzere) cinsel ticarete maruz kalıyor. Sermaye tarafından avlananlar, küçük suçlara ve toplumsal şiddete yönelerek bu sefer kendileri çevrelerindeki diğer kurbanları avlayanlar haline geliyor.
Egemen sınıflar içinden çıkılmaz bir sorunla karşı karşıyadır: artık insanlığın fiili ve potansiyel isyanı nasıl kontrol altına alınabilir? Egemen sınıfların, dünya çapında devam eden ve büyüyen halk protestoları karşısında kitlesel ayaklanmalardan korktuğu ortadadır. Artık insanlık milyarlarca insana ulaştığında sistem için bıçak kemiğe gelmiş demektir. Sistem artık insanlığı toptan bir kenara atıp kapitalist yeniden üretimin bir zorunluluğu olarak kontrol altına almaya ya da yok etmeye yönelik stratejilere yönelebilir. Gazze’deki soykırımın arka planında yatan da budur. Gazze’deki Filistinli proletarya, 2007’de ablukaya alındığında İsrail ekonomisi için ucuz işgücü olarak hizmet etmeyi bıraktı, ardından bölge devasa bir açık hava toplama kampı haline geldi. İsrail ve ulusötesi sermayenin hiçbir işine yaramayan Gazzeliler, Ortadoğu’daki küresel kapitalist yayılmanın önünde engele dönüşmüş ve tamamen gözden çıkarılabilir duruma gelmiştir. Filistin direnişinin 7 Ekim 2023 saldırısı, tam da İsrail ve Suudi Arabistan’ın ilişkileri normalleştireceği ve bunun da Orta Doğu’yu istikrara kavuşturacağı, son yıllarda başlayan İsrail-Arap bölgesel ekonomik entegrasyonunu derinleştireceği ve bölgede yeni bir ulusötesi şirket ve finans yatırımının önünü açacağı bir dönemin üstüne gelmiştir. Büyük resme bakıldığında Gazze kuşatması, soykırım yoluyla ilkel birikimin bir biçimi olarak ortaya çıkmaktadır.[xii]
Yürürlükteki soykırım, tam da küresel kapitalist krizin dinamiklerinin ürettiği yüksek riskleri gözler önüne serdiği için tüm dünyanın sinir uçlarına dokunmuştur. Gazze, küresel düzenin yarattığı tahakkümün her zamankinden daha öldürücü ve şiddetli biçimlerine doğru pekişmesini ifade ederken, işçi sınıflarını ve artı insanlığı bekleyen kaderin bir mikrokozmosu ve kötücül bir tezahürüdür. Egemen sınıfın kontrol yöntemlerinde yeni ve radikal bir aşamayı olduğu kadar, yeni kuşatma ve kıyım coğrafyalarının yaratılmasını da simgeliyor.
İmha Coğrafyaları
Gözden çıkarılabilir Filistin proletaryasını hapseden dev bir açık hava toplama kampı olarak Gazze, artık insanlığı yönetmenin uç bir örneği olabilir. Ancak bu tür devasa hapishane coğrafyaları dünyanın dört bir yanına yayılıyor. El Salvador hükümeti 2023 yılında, neredeyse tamamı genç işsiz ve yoksullardan oluşan 40.000 mahkûmu hapseden, dünyanın en büyüğü olan acımasız devasa hapishanesi Terörizmi Hapsetme Merkezi’nin açılışını yaptı. Devlet Başkanı Nayib Bukele, yargılamasız devasa hapsetme modelindeki bu “sertleşme” programı için ezici bir halk desteğine sahipti. Eğer Gazze bize imha seçeneğini gösteriyorsa, El Salvador da artık emek üzerinde, kronik yoksulluk, işsizlik ve yoksunluğun sonucu olan suç ve toplumsal şiddet karşısında güvensizliği manipüle etmeye ve korku yaratmaya dayalı olan bir kontrol modelini sunuyor.
Artık insanlığı kontrol altına almanın bir yöntemi olarak devasa hapishaneler dünya çapında çok hızlı bir şekilde yayılıyor. El Salvador’daki hapishanenin açılmasının ardından Brezilya, Çin, Türkiye, Tayland, Filipinler ve Hindistan gibi ülkeler de on binlerce kişiyi barındıracak benzer hapishane planlarını açıkladı. Türkiye’de 2016 ve 2021 yılları arasında en az 121 yeni cezaevinin inşasına başlandı. Sri Lanka’da hükümet 2021 yılında ülke genelinde 100.000 kişinin gözaltına alınmasına olanak sağlayacak 200 dönümlük bir cezaevi kompleksi inşa etmeyi planladığını açıkladı (bu rakam o yılki cezaevi nüfusunun üç katından daha fazlaydı). Mısır aynı yıl 30.000 kişiyi hapsedecek yeni bir hapishaneyi yakında açacağını duyurdu. Cezaevlerinin sadece ölçeği değil, coğrafi uzaklığı da artıyor; böylece ihtiyaç fazlası işgücü iktidar ve zenginlik merkezlerinden uzakta tutulabiliyor. Halihazırda dünya çapında 200 kadar kâr amaçlı özel hapishane var. İnşa edilmekte olanların çoğu ise “kamu-özel sektör ortaklığı” olacak, hapishaneleri inşa etmek ve işletmek için şirketlerle (tabii ki yüklü bir kâr karşılığında) sözleşme yapılacak. Kazakistan’da hükümet 2025 yılına kadar en az 40 yeni hapishane inşa etmek için özel şirketlerle bu tür anlaşmalar yaptı.[xiii]Artık emeği depolayan sanal şehirler, küresel polis devletini meşrulaştırmak ve geliştirmek için otoriter, diktatöryal ve hatta faşist sistemlere doğru daha geniş bir hareketin parçasıdır. Bu şehirler mülksüzleştirilmiş bir insanlık kitlesi üzerinde yeni mekânsal kontrol biçimlerine işaret etmektedir.
Paramiliter isyanlar ve çok uluslu askeri konuşlanmalar Kongo’da son yıllarda çoğu Doğu eyaletlerinde olmak üzere yedi milyondan fazla insanı yerinden etti.[xiv] Amaç, ülkenin altın, elmas, gümüş, kobalt, koltan, kalay, petrol, gaz ve daha fazlasını içeren geniş maden kaynaklarına erişimi daha da açık hale getirmekti. Genellikle etnik çatışma ya da yerel gruplar arasında bölgenin siyasi kontrolü için mücadeleler olarak kayıt altına alınan bu durumlar, kapitalistler ve devletler tarafından bir ülkenin kaynaklarını ele geçirmek için yapılan ulusötesi savaşların en bariz nedenleridir. Bu savaşlarda küresel polis devletinin iki boyutu iç içe geçmektedir: militarize birikim (savaş ve işgal yoluyla sermaye biriktirme / kaynakları ele geçirme) ve baskı yoluyla birikim (işçi sınıfına ve halk sınıflarına yönelik kitlesel baskı yoluyla sermaye birikimi).[xv] Bu vakaların bazılarındaki taktikler, sömürge döneminden kalma eski taktiklerdir. İşgal ve sürgünün kurbanlarını bölmek için etnik farklılıklar körüklenir ya da basitçe yaratılır. Kayırılan gruplara silah verilir ve onlara sermayenin ziyafet sofrasından düşen kırıntılara el koymasına izin verilir. Silahları dağıtmak ve ezilenlerin birbirini yamyamlaştırmasına izin vermek, yaşayan insani krizlerin açıklanması konusunda karışıklık yaratır ve krizin sadece yakın konjonktürel açıklamalardan oluşan anlam izdihamda sermayenin kaynakları ele geçirmesini sağlar.
Sınırlar, toprağa dayalı fiziksel pazarlardan ziyade, sınır dışı edilenler üzerindeki yoğun kontrolün organize edildiği eksenler haline gelir. Giderek daha da askerileştirilirler. Kapitalist küreselleşmenin elli yılı boyunca, dünya çapında artık insanlığı içeride ya da dışarıda tutmak için en az 63 sınır duvarı inşa edilmiştir.[xvi] Ulusötesi göçmenler, devletler tarafından uygulanan baskının yanı sıra, insan kaçakçılarının, köle tacirlerinin, uyuşturucu kartellerinin ve diğer suç çetelerinin saldırısına maruz kalmaktadır. Ulusal yetki alanları arasındaki sınırlar savaş ve ölüm bölgelerine dönüşmektedir. Filistin böyle bir ölüm bölgesi olarak bunların en korkunç olanıdır çünkü işgal, apartheid ve etnik temizliğe maruz kalmaktadır. Hem ABD-Meksika sınırı ve Kuzey Afrika-Ortadoğu-Avrupa koridorları boyunca hem de küresel ekonomideki yoğun birikim bölgeleri ile artık insanlık arasındaki diğer sınır bölgelerinde on binlerce kişi öldü. ABD sınır devriyesi 1998’den 2023’e kadar Meksika/ABD sınırında 7000’den fazla ölüm olduğunu bildirdi. Ki bu rakam, cesetlerine ulaşılamayanları ya da Orta Amerika ve Meksika üzerinden uzun bir yolculuk yaparken ölenleri hesaba katmadığı için muhtemelen çok düşük bir rakamdır. Akdeniz’deki ölümlere ilişkin rakamlar da şok edicidir: 2014’ten 2023’e kadar 20.000’den fazla kişi boğulmuş ya da kaybolmuştur.[xvii] İsrail soykırımını tetikleyen 7 Ekim 2023 Filistin direnişinin saldırısından sadece iki ay önce, Suudi sınır muhafızlarının uyarı yapmadan ateş açtığı ve halihazırda Suudi Krallığı’nda çalışan 750.000 Etiyopyalı’ya katılmaya çalışan yüzlerce Etiyopyalı göçmeni soğukkanlılıkla öldürdüğü bildirilmiştir.[xviii]
İngiliz hükümeti, artık emek yönetimine dair acımasız yeni biçimlerin uygulanmasına öncülük etmiştir. 2023 yılında, bir mavnayı hapishane hücresi büyüklüğünde kabinlerle donatarak sığınmacıları ülke kıyılarında yüzen hapishanelere kapatmaya başlamıştır.[xix] Ertesi yıl, sığınma taleplerinin işleme konması için mültecileri binlerce mil uzaklıktaki yaygın insan hakları ihlalleriyle bilinen Orta Afrika ülkesi Ruanda’ya sınır dışı etmeye başlamıştır. Temmuz 2024’te seçilen İşçi Partisi hükümeti bu programı sona erdireceğini açıklamışsa da diğer AB ülkeleri de emsal teşkil eden bu uygulamayı takip edeceklerini ve sığınma başvurusunda bulunanların halkın gözünden uzak tutulabilecekleri ve susturulabilecekleri uzak diyarlara sürgün edilmeleri için kendi sistemlerini kuracaklarını açıkladılar. Britanya’dan ilk 300 sığınmacıyı sınır dışı etmenin bedeli 665 milyon dolar ya da kişi başına 2,2 milyon dolardı. Bu şaşırtıcı tutar sadece anlaşmalı özel şirketlerin elde edeceği kârları gösteren küçük bir servettir.”[xx] Uluslararası Af Örgütü’nün 2024 raporuna göre, dünya genelinde milyonlarca kişi çatışmalardan kaçarken, göç yönetimi ve sınır güvenliği giderek daha çok, gözaltı için dijital alternatifler, sınır dışılaştırma teknolojileri, veri yazılımı, biyometri ve algoritmik karar verme sistemleri de dâhil olmak üzere kötüye kullanılan teknolojilerin yaygınlaşmasına dayanmaktadır.”[xxi]
Gazze, Kongo ve diğer cehennem manzaraları, soykırımın önümüzdeki on yıllarda sermayenin artık sermaye ile artık insanlık arasındaki inatçı çelişkisini çözmek için güçlü bir araç haline gelebileceğine dair gerçek zamanlı alarm zilleridir. Siyasi kaos ve kronik istikrarsızlık sermaye açısından oldukça elverişli koşullar yaratabilir. Bir zamanlar kendilerini temsil eden partiler tarafından terk edilen topluluklar etnik milliyetçi ideolojilere ve karizmatik politikacılara yönelirken, küresel polis devleti gözetim ve baskıyı artırırken ve topluluklar yağmalanmaya, çevreleri bozulup tahrip edilmeye devam ediyor. Küresel polis devleti gezegeni dünya nüfusunun geniş kesimleri için giderek daha yaşanmaz hale getirirken bu uyarı alarmına kulak vermemek zor. Uluslararası Af Örgütü’nün 2024 raporu, insan haklarının eşi benzeri görülmemiş bir şekilde çöktüğü uyarısında bulunarak, “derinleşen küresel eşitsizlik, üstünlük için yarışan süper güçler ve tırmanan iklim krizinin ortasında, tırmanan çatışmalar ve uluslararası hukukun neredeyse çöküşünden kaynaklanan korkunç sonuçların hasadı, insan haklarının endişe verici şekilde gerilemesi ve uluslararası hukukun giderek çoğalan ihlallerinin kasvetli bir tablosu”[xxii] ifadesini kullandı.
Ölüm ve Yıkım: “Portföyümüze Çok Yakıştı”
Tarihsel olarak savaşlar kritik ölçüde ekonomik canlanma sağlamış ve kapitalist sistemi birikim krizlerinden çekip çıkarırken, dikkatleri siyasi gerilimlerden ve meşruiyet sorunlarından uzaklaştırmaya hizmet etmiştir. Ancak şimdi küresel polis devletinin yükselişiyle birlikte niteliksel olarak yeni bir şey oluyor. Büyümenin sınırlarının yeni ölüm ve yıkım teknolojileriyle aşılması gerekiyor. Dünyadaki her yeni çatışma, durgunluğa karşı koymak için kâr getirici yeni olanaklar yaratıyor. Sonu gelmeyen yıkımların ardından gelen yeniden yapılanma dalgalı etkilere sahiptir. Sadece silah endüstrisi için değil, mühendislik, inşaat ve ilgili tedarik firmaları, yüksek teknoloji, enerji ve hepsi de küresel ekonominin merkezindeki ulusötesi finans ve yatırım yönetimi holdingleriyle entegre olan çok sayıda başka sektör için de kar elde etmeyi körüklüyorlar. Bunlar, yeniden yapılanma patlamalarının takip edeceği yaratıcı yıkım fırtınalarıdır.
Dolayısıyla ölüm, yıkım ve kargaşa, hatta soykırım, şiddet yoluyla birikim için yeni fırsatlar yaratmakla ayrılmaz bir şekilde bağlantılı oldukları ölçüde krizdeki ulusötesi kapitalizm için sapkın makus can damarları (perverse lifeliness) sağlamaktadır. 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve ertesi yıl İsrail’in Gazze’de başlattığı soykırım savaşı, zaten küresel bir savaş ekonomisi olan bu ekonominin daha kapsamlı bir şekilde askerileşmesinin yolunu açtı. ABD’li yetkililer NATO’yu Rusya sınırlarına kadar genişletme çabasının eninde sonunda Moskova’yı askeri bir çatışmanın içine iteceğinin farkındaydı. Pentagon’a bağlı bir düşünce kuruluşu olan RAND şirketi, ABD’nin hedeflerini 2019 tarihli bir çalışmada açıkladı: “Rusya’nın ordusunu, ekonomisini ve rejimin içeride ve dışarıdaki siyasi duruşunu zorlamanın bir yolu olarak Rusya’nın gerçek kırılganlıklarını ve endişelerini istismar edebilecek çok çeşitli şiddet içermeyen önlemleri inceliyoruz.”[xxiii]
Amerika Birleşik Devletleri’nin ötesinde, dünyanın dört bir yanında, Avrupa’da, Hindistan’da, Çin’de ve başka yerlerde savaş hisseleri, Rusya’nın işgalinin ardından küresel askeri harcamaların katlanarak artacağı beklentisiyle yükselişe geçti.[xxiv]Boeing, General Dynamics, Lockheed Martin ve Raytheon Technologies’in gözü dönmüş bir danışmanının açıkladığı gibi: “Savunma sanayii için mutlu günler yeniden başladı.”[xxv] Bir yıl sonra Gazze savaşı, ABD ve diğer Batılı hükümetler ile uluslararası silah tüccarlarından İsrail’e akan milyarlarca dolarla askeri birikim için yeni bir teşvik sağladı. Dünyanın en büyük silah şirketlerinin birçoğunun siparişleri 7 Ekim 2023 saldırısından sonraki haftalarda rekor seviyelere ulaştı.”[xxvi] Bir Morgan Stanley yöneticisinin ifadesiyle Gazze kuşatması ‘[portföyümüze] çok yakışıyor gibi görünüyor.’[xxvii]
Bu tür aşırı birikim patlamaları, aşırı birikim krizinin gelecekte de dengelenmesine yardımcı olur. Dünya kapitalizmini Büyük Buhran’dan çıkarmak için İkinci Dünya Savaşı gerekmişti. Soğuk Savaş yarım yüzyıl boyunca genişleyen askeri bütçeleri meşrulaştırdı ve bunu yüzyılın ilk yirmi yılındaki kronik durgunluk karşısında ekonomiyi ayakta tutmaya yardımcı olan sözde “teröre karşı savaş” izledi. “Teröre karşı savaşın” 2001‘den 2021’e kadar 21 trilyon dolara mal olduğu tahmin edilmektedir.[xxviii] Rusya’nın Ukrayna’yı işgali dünya genelinde askeri harcamalarda süregelen artışı hızlandırmış ancak başlatmamıştır. 2008 küresel mali çöküşünün ardından dünya çapında devletlerin askeri harcamalarının, 11 Eylül 2001 sonrası harcama artışının bile ötesinde geçmesi ve 2008’de yaklaşık 1,5 trilyon olan harcamaların 2023’te 2,3 trilyon doların üzerine çıkması dikkate değerdir. Bu Büyük Durgunluğun ardından küresel ekonomide devam eden durgunlukla mükemmel bir şekilde örtüşmekte ve küresel ekonominin artan militarizasyonunun algılanan güvenlik tehditlerinden çok bu kronik durgunluğa bir yanıt olduğunu düşündürmektedir.[xxix] Askeri birikim patlamaları aşırı birikim krizini gelecekte dengelemeye yardımcı olsa da, aynı zamanda dünya çapındaki gerilimleri artıran ve dünyayı tehlikeli bir şekilde topyekûn uluslararası çatışmaya doğru iten yüksek riskli kumarlardır.
Devletlerin sosyal kontrolün zorlayıcı ve otoriter biçimlerine yönelimi, birçoğu da genellikle dini mistisizmle örtülü radikal muhafazakar bir toplumsal gerilemeyi daha da katmerliyor. ABD’de kürtaj ve üremeyle ilgili diğer hakları geri alındı. Aralık 2022’de Endonezya hükümeti evlilik dışı cinsel ilişkiyi yasaklayan, ihlal edenlere ağır hapis cezaları getiren ve ayrıca Endonezyalıların dinlerini terk etmelerini ya da bir başkasını inançsız olmaya ikna etmelerini yasadışı hale getiren yeni bir ceza yasasını kabul etti.[xxx] Aynı ay Afgan hükümeti halka açık infazlara yeniden başladı, yargıçlara zina yapanları taşlamayı da içeren şeriat yasasına sıkı sıkıya bağlı kalmalarını emretti. İran’da 2022-2023 halk ayaklanması sırasında, peçesini düzgün takmadığı için tutuklanan bir Kürt kadının polis tarafından öldürülmesinin ardından hükümeti barışçıl bir şekilde protesto edenlerin, hükümet tarafından ölümle cezalandırılabilecek bir “Allah’a karşı eylem” işledikleri ilan edildi.[xxxi]
Küresel bir iç savaşın ortasındayız; bu savaş iki karşıt ordunun çarpışması anlamında bir savaş değil. Daha ziyade küresel proletaryanın ve halk sınıflarının Kenya’dan Arjantin’e, Fransa’dan ABD’ye, Bangladeş’ten Nijerya’ya kadar her yerde egemen gruplarla ve onların kontrol ettiği devletlerle karşı karşıya geldiği bir savaş. Küresel kapitalizmde krizi hafifletebilecek radikal bir reform için şu anki olasılıklar nelerdir? Aşağıdan gelen direniş ve mücadele, sistemi, zenginliğin aşağıya doğru yeniden dağıtılması ve amansız sermaye birikimi süreci üzerinde bir nebze halk kontrolü ya da en azından kısıtlama temelinde önemli bir yeniden yapılanmaya zorlayabilir mi? Aşırı sağ popülizm ve faşist tehdit, böyle bir reformun yokluğunda isyankâr olmaya devam edecektir. Faşizm her zaman kapitalist krize tepki olarak militarist, ırkçı ve şoven milliyetçilik üzerine kurulmuştur. Gelecek belirsizdir çünkü sonuçlar, karşıt toplumsal ve sınıfsal güçler arasındaki mücadelelere, bu mücadelelerden çıkan politikalara ve genellikle öngörülmesi zor şekillerde ortaya çıkan olumsal koşullara bağlı olacaktır. Bununla birlikte, ufukta dehşet verici ayaklanmaların olduğuna dair çok az şüphe vardır.
Kaynak: https://thephilosophicalsalon.com/global-capitalisms-extermination-impulse/
Notlar
[i] Rupert Neat, “World’s Biggest Companies Making $1Trillion in Windfall Profits,” The Guardian, 5 July 2023, https://www.theguardian.com/business/2023/jul/06/worlds-722-biggest-companies-making-1tn-in-windfall-profits
[ii] Tartışma için bkz. See discussion Karl Marx in Capital, Vol. III (London: Penguin, 1981), Part 3, “The Law of the Tendential Fall in the Rate of Profit,” esp. pps. 324-326,
[iii] The Economist, “Hanging Together,” 16 May 2020, pp. 60.
[iv] Richard Dobbs, Tim Koller, Sree Ramaswamy, Jonathan Woetzel, James Manyika, Rohit Krishnan, and Nicoló Andreula, “Playing to Win: The New Global Competition for Corporate Profits,” McKinsey Global Institute, September 2015, Executive Summary, file:///Users/user./Downloads/mgi%20global%20competition_executive%20summary_sep%202015.pdf, pp. 4
[v] Oxfam (London), Wealth: Having it all and Wanting More, http://policy-ractice.oxfam.org.uk/publications/wealth-having-it-all-and-wanting-more-338125 (Erişim tarihi, 4 Mart 2018)
[vi] Oxfam, “Inequality, Inc.: How Corporate Power Divides Our World and the Need for a New Era of Public Action, January 2023, https://webassets.oxfamamerica.org/media/documents/Inequality_Inc._k6NfmGq.pdf?_gl=1*1u7vifm*_ga*MTg1NjgxNjY3Ny4xNzA1NDY1ODg4*_ga_R58YETD6XK*MTcwNTQ2NTg4OC4xLjEuMTcwNTQ2NjEzMi42MC4wLjA
[vii] William I. Robinson, “The Next Economic Crisis: Digital Capitalism and Global Police State,” Race and Class, 2018, 60(1):77-92.
[viii] World Economic Forum, “The Global Risks Report 2023,” Geneva, 2023, https://www3.weforum.org/docs/WEF_Global_Risks_Report_2023.pdf
[ix] Bkz. chapter two in William I. Robinson, The Global Police State (London: Pluto, 2020).
[x] Robinson, Ibid.
[xi] William I. Robinson, Global Civil War: Capitalism Post-Pandemic (Oakland: PM Press, 2022).
[xii] Detaylı tartışma için bkz. William I. Robinson, “Palestine and Global Capitalism: Why Genocide? Why Now?,” Journal of World-Systems Research, 30(1), 2024, https://jwsr.pitt.edu/ojs/jwsr/article/view/1264/1651
[xiii] Detaylar için bkz. Penal Reform International, “Global Prison Trends 2022: New Prisons, Planning and Location,” https://www.penalreform.org/global-prison-trends-2022/new-prisons-planning-location/, and Penal Reform International, “Global Prison Trends 2023,”https://cdn.penalreform.org/wp-content/uploads/2023/06/GPT-2023.pdf
[xiv] United Nations International Organization for Migration (IOM), “Record High Displacement in DRC of Nearly 7 Million,” 30 October 2023, https://www.iom.int/news/record-high-displacement-drc-nearly-7-million
[xv] Daha geniş tartışma için bkz. Robinson, The Global Police State.
[xvi] Ainhoa Ruiz Benedicto, Mark Akkerman, and Pere Brunet, “A Walled World: Towards a Global Apartheid,” Transnatioan lnstitute, Amsterdam, 2020, file:///Users/user./Downloads/informe46_walledwolrd_centredelas_tni_stopwapenhandel_stopthewall_eng_def-1.pdf
[xvii] Bkz. Phil Hearse, “Climate Collapse Threatens Slide to Fascism and War,” LINKS, 23 June 2023, https://links.org.au/climate-collapse-threatens-slide-fascism-and-war
[xviii] Human Rights Watch, “They Fired on Us Like Rain: Saudi Arabian Mass Killings of Ethiopian Migrants at the Yemen-Saudi Border,” 21 August 2023, https://www.hrw.org/report/2023/08/21/they-fired-us-rain/saudi-arabian-mass-killings-ethiopian-migrants-yemen-saudi
[xix] Amelia Gentleman, “’Cabins Slightly Larger Than a Prison Cell’: Life Aboard the UK’s Barge for Asylum Seekers,” The Guardian, 21 July 2023, https://www.theguardian.com/uk-news/2023/jul/21/life-aboard-bib-stockholm-asylum-seeker-barge-home-office-tour
[xx] Aljazeera, “UK Passes Law to Send Asylum Seekers to Rwanda After Months of Wrangling,” 23 April 2024, https://www.aljazeera.com/news/2024/4/23/uk-law-to-send-asylum-seekers-to-rwanda-passed-after-months-of-wrangling
[xxi] Amnesty International, “The State of the World’s Human Rights,” Annual Report 2023/24. https://www.amnesty.org/en/latest/news/2024/04/amnesty-international-sounds-alarm-international-law-flagrant-rule-breaking-governments-corporate-actors/
[xxii] Ibid.
[xxiii] James Dobbins et. Al, “Extending Russia: Competing from Advantageous Ground,” The Rand Corporation, 2019, https://www.rand.org/pubs/research_reports/RR3063.html..
[xxiv] Sergei Kiebnikov, “War Stocks Are Surging As Russia-Ukraine Conflicts Rages On: Lockheed Martin, Northrop Up 20%,” Forbes, 4 March 2022, accessed on 12 March 2022 at https://www.forbes.com/sites/sergeiklebnikov/2022/03/04/war-stocks-are-surging-as-russia-ukraine-conflict-rages-on-lockheed-martin-northrop-up-20/?sh=26fe902c43f0; Asit Manohar, “Russia-Ukraine War: Defence Spending to Surge. Experts Bullish on These Stocks,” Mint, 2 March 2022, accessed on 12 March 2022 at https://www.livemint.com/market/stock-market-news/russiaukraine-war-defence-spending-to-surge-experts-bullish-on-these-stocks-11646209657963.html; Edward Helmore, “Defense and Cybersecurity Stocks Climb Amid Russia’s Invasion of Ukraine,” The Guardian, 28 February 2022, accessed on 12 March 2022 at https://www.theguardian.com/business/2022/feb/28/defense-cybersecurity-stocks-russia-ukraine-eu.
[xxv] Lee Hudson and Connor O’Brien, “Russia Threat Sets Off Mad Dash for Defense Dollars,” Politico, 28 March 2022, https://www.politico.com/news/2022/03/28/russia-ukraine-defense-dollars-00020590
[xxvi] Brett Wilkins, “Business of War is Booming as Orders Surge at Top Global Arms Firms,” Common Dreams, 28 December 2023, https://www.commondreams.org/news/arms-trade-2666819054
[xxvii] Eli Clifton, ”’Hamas Has Created Additional Demand: Wall Street Eyes Big Profits,” The Guardian, 30 October 2023, https://www.theguardian.com/world/2023/oct/30/wall-street-morgan-stanley-td-bank-ukraine-israel-hamas-war
[xxviii] Tom O’Connor, “’War on Terror” Cost U.S $21 Trillion, Its Conflicts Killed Nearly One Million, Report Shows,” week, 2 September 2021, https://www.newsweek.com/war-terror-cost-us-21-trillion-its-conflicts-killed-nearly-one-million-reports-show-1625114
[xxix] Detaylar için bkz. Robinson, The Global Police State.Ayrıca bkz: Statista, “Global Defense Spending from FY 2008 to FY 2022,” https://www.statista.com/statistics/859455/global-defense-spending/; Alex Irwin-Hunt, “Defence [sic] FDI and Military Spending Hits Record Highs,” FDI Insights, 20 March 2024, https://www.fdiintelligence.com/content/news/defence-fdi-and-military-spending-hits-record-highs-83607?xnpe_tifc=4kH7xfes4IYdxfHDxkYZxjpsafeWaeiWhFW9RkeZVusDx.xlnk4vaf4LVjncauUlrFUuxILN4.zJOFe_OFblb.bT&utm_source=exponea&utm_campaign=fDi%20-%20Intelligence%3A%20Graph%20Time%20-%20letter%20-%2020.3.24&utm_medium=email
[xxx] Sui-Lee Wee, “In Sweeping Legal Overhaul, Indonesia Outlaws Sex Outside of Marriage,” The New York Times, 7 December 2022, https://www.nytimes.com/2022/12/06/world/asia/indonesia-sex-gay-rights.html
[xxxi] United Nations Office of the High Commissioner for Human Rights, “Iran: Stop Sentencing Peaceful Protesters to Death, Say UN Experts” 11 November 2022, https://www.ohchr.org/en/press-releases/2022/11/iran-stop-sentencing-peaceful-protesters-death-say-un-experts